Blog

10 Ağustos 2022

4. sınıf için kitap önerileri

Okuma deneyiminde önemli değişimlerin gerçekleştiği bir dönem olan 9-10 yaş aralığındaki çocuklar için dünyayı anlamlandırmaya ve eleştirel düşünmeye teşvik eden 3 kitap önerisi.
4

3. sınıfın bittiği ve 4. sınıfın başladığı 9-10 yaş aralığı, çocuklar için okuma deneyiminde önemli değişimlerin gerçekleştiği bir dönem. Her çocuğun ilgi alanları ve güçlü yönleri farklı olacağından, tüm çocukların okuma konusunda aynı gelişim çizelgesini takip edeceğini varsaymak elbette doğru değil. Ancak çoğu çocuk için bu yaşların, uzun cümlelerin ve paragrafların gitgide daha anlaşılır hale geldiği, dikkat süresinin uzadığı, metinlerdeki katmanlılığı fark etmenin biraz daha kolaylaştığı bir gelişimsel evrenin habercisi olduğu söylenebilir.

Kendi çocukluğunuza dönüp baktığınızda şuna benzer bir şey hatırlayabilirsiniz: 10-11 yaşlarındasınız, arabanın arka koltuğunda bir çocuk romanı okuyorsunuz ve kendinizi öyle kaptırmışsınız ki yolculuk bittiğinde zamanın nasıl geçtiğine inanamıyorsunuz. İşte bu tip okuma genellikle 4. sınıfta başlar; artık zihin bir kitapla uzun süre baş başa kalabilir ve kitaptaki detaylı dünyayı ve karmaşık olay örgüsünü özerk bir şekilde keşfetmek ister.

Bu yaşlardaki çocuklar için okumanın elbette sadece uzunluğu değişmez, aynı zamanda konusu da değişir. Hayatın bu yıllarında insan, ailesinin uzantısı olan küçük bir çocuk olma hissiyle kendi dertlerine ve kendi dünyasına sahip olma hissi arasında sürekli gidip gelir. Ebeveynin desteği bu evredeki biri için hala çok önemlidir, ama çocuğun kendi sesine ve akranlarının görüşlerine verdiği önem de git gide kuvvetlenmektedir. Bunun yanında, çocuk hala oyun oynamak ve hayal kurmak ister, ama bir yandan mantık yürütmek ve tarih ve bilim gibi konularda bilgilenmek de hoşuna gider. Dahası, kendi ilgisini çeken konularda bilgi toplamak, kendisini tanımlamasına ve ayrıştırmasına yardımcı olur.

Bu çelişkili dönem ileriki yıllarda gitgide hızlanacak olan bağımsızlaşma sürecinin ilk ivmelenmelerini barındırır. Dolayısıyla, bu yaş grubundaki çocuklar, kendini keşfetmeye dair temalar içeren ya da okuyucusunu dünyayı anlamlandırmaya ve eleştirmeye teşvik eden kitaplara doğal olarak çekilir.

Dümtek Necmi’nin Muhteşem Hikayesi

Bu kitabın baş kahramanı, yaz tatilinde bütün arkadaşları başka yerlere saçılmışken evde tek başına kalmış, sıkılan ve biraz da yalnız hisseden Ali. Ancak Ali’nin kendine bulduğu bir eğlence var: Evinin sokağından her gün geçen eskicinin tezgahındaki eşyaları incelemek. Ali bir gün bu tezgahta Dümtek Necmi adında bir darbuka ustasının oğluna yazdığı, çocukluğunu ve darbukayla nasıl tanıştığını, ardından nasıl gelmiş geçmiş en iyi darbukacıya dönüştüğünü anlatan mektubu keşfediyor ve mektuptaki hikayenin peşine düşüyor.

Bu kitap, müzikle ya da eski zamanlarla ilgilenen çocukların ilgisini elbette çekecektir. Ama aslında bu hikaye ilk anda gözümüze çarpan temalardan daha fazlasını barındırıyor. Mektubu okuyan Ali, önce Dümtek Necmi’nin kendine uygun olan enstrumanı bulmadan evvel yaşadığı deneme-yanılma sürecine şahit oluyor. Necmi gitar ya da bateri çalmayı denediğinde önce babası dükkanı terk ediyor, ardından misafirler ve en sonunda da dükkanın kedisi… Necmi kemanı eline aldığında çıkardığı seslere kendisi bile dayanamıyor. Ancak sonunda darbukayı keşfediyor ve aradığını darbukada buluyor; insanlar ilk kez Necmi’nin bir enstrümanı çalışından rahatsız olmuyor, aksine onu dinlemek istiyor. Bunları ve Dümtek Necmi’nin ilk kez sahneye çıktıktan sonra yaşadığı problemleri, bir konserde fazla yavaş çalıp öbür konserde fazla hızlı çalarak bir türlü ayarı tutturamayışını okuyan Ali kendi kendine şunu düşünüyor:

“Bundan elli yıl önce yazılmış bir mektuptaki duyguları ben de yaşıyorum. İnsanlar belki hep aynı duyguları yaşıyor. Yüz yıl önce de, elli yıl önce de, bugün de, belki de yüz yıl sonra da…”

Bu kitap tam da bu yüzden 4. sınıf seviyesindeki çocuklar için oldukça uygun. Bu yaş grubundaki çocuklar için kendilerini tanımak ve tanımlamak önemli bir konu ve bunun bir kısmını kendi yeteneklerini keşfetmek oluşturuyor. Bu süreçteki çocuklar, zaman zaman yetersiz ya da başarısız hissedebilir, bazen umutsuzluğa bile kapılabilir. Bu konuda sıkıntı yaşayan çocuklar, Ali gibi, Dümtek Necmi’nin yaşadığı süreçlerle bağlantı kurabilir ve hatta onun hikayesinden güç alabilir. Dahası, 10-11 yaş, çocukların dünyadaki yerleri üzerine düşünmeye başladıkları bir yaştır, dolayısıyla birçok çocuk, yine aynı Ali gibi, yaşadıkları duyguların evrenselliğini sorgular. Hatta, çocuklar bu yaşlarda sadece duyguların değil, değerin ve beğeninin de evrenselliği üzerine düşünür. Bu kitap bu sorgulamaya da yer veriyor. Dümtek Necmi’nin oğlunu araştırıp bulan Ali, ona babasının gerçekten gelmiş geçmiş en iyi ritim ustası olup olmadığını soruyor. Necmi’nin oğlu ona şu cevabı veriyor:

“Dümtek Necmi, henüz onu hiç dinlememiş olsan da senin için gelmiş geçmiş en iyi ritim ustası ve her zaman öyle kalacak. Çünkü hayaller, gerçekler kadar gerçektir.”

Susuz Çağın Çocukları

“Susuz Çağın Çocukları”, su kaynaklarının kritik seviyeye geldiği ve dünya düzeninin bunun sonucunda tekrar kurulmuş olduğu bir iklim distopyası. Bu yeni düzende, ideolojik yaklaşımlara göre ayrılmış 5 bölge var ve insanlar kendi fikirleriyle en çok örtüşen bölgeyi seçip oraya göç etmiş durumdalar. Kitabın ana karakteri ise bu yeni dünyaya doğmuş olan Fırat. Fırat, bölgelerin arasına kurulu büyük duvarların arkasına kesinlikle geçilmemesi gerektiğini biliyor. Ama bir gün, daha önce hiç görmediği bir çiçek türü keşfediyor ve çiçeğin tohumlarının duvarın arkasından geldiğini fark ediyor. Merakına yenik düşen Fırat, duvarın arkasına açılan bir geçit buluyor ve orada hayatı boyunca görmediği bir su ve bitki bolluğuyla, ve dahası, kendi bölgesi dışındaki tüm bölgelerden birer çocukla karşılaşıyor. Anlıyor ki, doğa, susuzluğu bitirme görevini bu 5 çocuğa atamış.
Kitaptaki ülkelerin düşünce biçimlerine göre keskin sınırlarla ayrılmış olması, okuyucuya, birden fazla ideolojiyi tek tek tartma ve eleştirme şansı veriyor. Dahası, kitap çocukların kendi bölgelerini adeta analiz ettiği bir dizi bölüm içeriyor ve bu sayede eleştirel düşünceyi örneklemiş oluyor. Örneğin Pergamonlu Dicle, kendi bölgesindeki halkın yönetime kör bir sadakatle güvenmesinden ve zaten bu konuda sorgulanmayacaklarını bilen yönetimin kaynakları sorumsuzca harcayarak daha fazla kıtlığa sebep olmasından yakınıyor. Diclenin aksine Ainoslu Meriç, kuraklığın çok daha iyi idare edildiği, halkın bilgiye ve adalete önem verdiği bir bölgede yaşıyor, ama yine de kendi bölgesinin mükemmel olduğunu iddia etmiyor; insanların fiziksel olarak çalışmaya hevesli olmayışından bahsediyor ve hikayenin kendine ayrılmış bölümünde ülkesindeki en büyük bilginlerin bile yaklaşımlarını sorgulamaya cesaret ediyor, “Hiç hata yapmayanlar bilgin olabilir mi?” gibi önemli soruları ortaya koyuyor. İki zıt ideolojiyle karşılaştığında tek bir tarafa koşulsuz şartsız tutunmaktansa iki tarafı da eleştirebilmek herkesin sahip olması gereken bir beceri. 10-11 yaşındaki çocuklar da, zihinsel gelişim seviyeleri bakımından bu becerinin temelini oluşturmaya hazırlar. Bu kitaptaki gibi örnekler bu süreçte onlara yardımcı olabilir.
4. sınıf seviyesindeki çocuklar bu kitabın kurgusunu keyifle takip edebilirler ve bu yaşlarda artık daha büyük skalada düşünebilmeye başladıkları için, iklim krizinin çözümü gibi “büyük” dünya meseleleri hakkında kendi görüşlerini oluşturmaya bile başlayabilirler. Ayrıca, bu kitaptaki çocuk karakterlerin bağımsız düşünme, aktif rol oynama ve otoriteyi sorgulama halleri büyümeye heveslenen okuyuculara oldukça heyecan verici gelecektir.

Neden?

Bu kitabın giriş bölümünde alıntılanan, gökbilimci Maria Mitchell’ın “Bilimde hayal gücüne özellikle ihtiyacımız var. Bilim sadece matematik ya da mantık değildir. Bilim aynı zamanda güzellik ve şiirdir” sözü, bu kitabın duruşunu en iyi şekilde özetliyor. Bilimi ders kitaplarından çıkarıp hikayeyle, hayal gücüyle ve yaratıcılıkla birleştiren bu kitap, “uçuş uçuş” olmakla ayakları yere basmak arasında sürekli gidip gelinen bu yaş için oldukça uygun. Kitap “Diş neden çürür?”, “Ayın yüzeyinde neden lekeler vardır?” gibi soruları önce dünyanın farklı kültürlerinden mit niteliğinde hikayelerle, ardından bilimsel verilerle cevaplıyor. Bunu yaparken, sanatsal bakış açısıyla bilimsel bakış açısının arasında bir hiyerarşi oluşturmaktan kaçınıyor ve böylelikle, henüz bilimle ya da kültürle ne düzeyde ilgilendiğini bilmeyen çocukların kendilerini ve dünyayı keşfetmeleri için tarafsız bir alan sunuyor.
4. sınıf birçok çocuk için zorlu bir akademik geçiş dönemi olabiliyor. Okuldaki notlandırma sistemi, bazı çocukların erkenden “ben Fen’den anlamıyorum”, ya da “ben Türkçe’de kötüyüm” gibi sonuçlara varmasına sebep oluyor. Böyle kitaplar, çocukların normalde sadece okul bağlamında görüp, notlandırmayla ilişkilendirdikleri için sevmemeye başladıkları konulara tekrar şans vermelerini sağlayabilir. Örneğin, “Neden?”le karşılaşan çocuklar, bilimin derste gördüklerinden fazlası olduğunu, merak etmenin insana dair bir yön olduğunu fark edebilirler. Bilimin de edebiyatın da içinde yaşadıkları dünyayı anlamlandırmalarına yardımcı olabileceğini görmek, kendi yerlerini bulma yolculuğuna yeni yeni çıkan bireyler için değerli bir keşif olacaktır.

İlginizi çekebilir : Çocuk kitapları okumanın yetişkinlere katkıları

Kaynaklar

cde.ca.gov/sp/cd/re/caqdevelopment.asp
healthy.kaiserpermanente.org/health-wellness/health-encyclopedia/he.milestones-for-9-year-olds.ue5721
verywellfamily.com/10-year-old-developmental-milestones-620710
understood.org/en/articles/developmental-milestones-for-typical-fourth-and-fifth-graders

e-bülten aboneliği

Paraşüt Kitap ve Paraşüt Mektup Baobab Yayıncılık A.Ş. kuruluşlarıdır.

Sepet
Yazmaya başlayarak önerdiğimiz kitapları görebilirsiniz.

Giriş

Üye değil misiniz?