Çocuğunuzun odasında kitaplara ve okumaya ayrılmış bir köşe yaratmak istiyorsanız, yaratacağınız bu minik kütüphaneyi çocuğunuz için olabildiğince kullanışlı ve keyifli hale getirmek için Montessori metodundan faydalanabilirsiniz. Montessori metodu, çocukların öğrenmeye ve çevrelerini keşfetmeye doğaldan istekli olduklarını ve en etkili öğrenmenin çocukların bu doğal merakını taçlandırdığımızda gerçekleşeceğini savunan bir eğitim felsefesidir. Yani, Montessori metodunda çocuğun her an ne öğreneceği, ne okuyacağı ya da hangi aktiviteyi yapacağı yetişkin tarafından dikte edilmez. Çocuk merakının onu götürdüğü yöne gider, yetişkin ise onu destekleme ve gerektiğinde yönlendirme rolünü üstlenir. Dolayısıyla bu metoda uygun tasarlanan öğrenme alanları, çocuğun yetişkine her an bağımlı olmadan keşfedebilmesi, deneyebilmesi, yaratabilmesi ve bilgi toplayabilmesi prensibini göz önünde bulundurarak düzenlenir. Örneğin, çocuk yerine ebeveyni merkeze koyarak tasarlanmış bir odada çocuğun kitapları ve oyuncakları yüksek raflarda dururken, bir Montessori odasında bu eşyalar çocuğun erişebileceği, yer seviyesindeki dolaplara ya da yüzeylere yerleştirilir.
Kitapları erişilebilir kılın.
Kitapların çocuğun yetişkin yardımına ihtiyaç duymadan uzanabileceği bir yükseklikte durması önemlidir. Bu, çocuğun kitap okumayı istediği zaman, özerk bir aktivite olarak yapabilmesine olanak sağlar. Okul öncesi dönemdeki bir çocuk için yatay bir kütüphane tasarlayabilir, çocuğunuz büyüdükçe raflarını onunla beraber yükseltebilirsiniz. Kitapların nasıl dizildiği de önem taşır. Örneğin, ince, resimli kitapları sadece sırtaları görünecek şekilde dizmek yerine, kitapçılarda gördüğünüz gibi, kapakları görünecek şekilde dizmek iyi bir fikir olabilir. Kitapların kapak çizimlerini görmek kütüphaneyi çocuk için daha ilgi çekici kılar. Bu düzen aynı zamanda çocuğun kitapları birbirinden ayırt edebilmesini ve elindeki seçeneklerden haberdar olmasını kolaylaştırır.
Rahat bir okuma ve aktivite alanı yaratın.
Kitaplar her zaman yatakta, yerde ya da salondaki koltuklarda okunabilir. Ama çocuğunuz için kitaplarının yanında rahatça bol bol zaman geçirebileceği bir ortam yaratmak istiyorsanız, rafların önüne minik bir okuma köşesi kurabilirsiniz. Bu okuma köşesi, bir okuma ışığı ve yere serpiştirilmiş bir kaç minderden oluşabilir, ya da yeterli alanınız varsa bu köşeye bir koltuk ya da ufak bir masa ve sandalye yerleştirebilirsiniz.
Bu alanı, başka aktivitelere geçişe de olanak sağlayacak şekilde tasarlayın.
Montessori felsefesine göre kitap okumak her zaman tam dikkat yapılması gereken bir aktivite değildir. Çocuk, kitabı ortada bırakma, başka bir aktiviteye geçme, isterse kitaba sonradan geri dönme özgürlüğüne sahiptir ve bu davranış bir eksiklik olarak görülmez. Çocuklar bazen okuma aktivitesinden ellerindeki kitaptan hoşlanmadıkları için uzaklaşırlar, bazense aksine, ellerindeki kitaptan ilham aldıkları için okumayı bırakıp, kitaptan yola çıkan başka bir aktiviteye geçmek isterler. Mesela, okudukları resimli kitabın çizimlerini çok beğendikleri için, o kitaptakilere benzer çizimler yapmak isteyebilirler, ya da okudukları hikayeden etkilenip orada olanları oyuncak bebekleriyle canlandırmak isteyebilirler. Bu geçişleri kolayca yapabilmek okuma eylemiyle olumlu bir ilişki kurmalarına ve ilgilerini çeken konularda daha çok gelişmelerine olanak verir. Dolayısıyla çocuğunuz için oluşturduğunuz kütüphanenin “saf” bir okuma alanı olmasını sağlamaya çalışmaktansa, okuma alanını kağıtlarla, boyalarla ve oyuncaklarla donatmak hiç fena bir fikir olmayabilir.
Kitapları konulara ve zorluğa göre dizin.
Her çocuk farklı alanlara farklı seviyelerde ilgi duyar ve farklı konulara farklı seviyelerde dikkat verebilir. Dolayısıyla çocuğun anlayabildiği metinlerin derinliği ya da kitaba dikkatini verebilmek için ihtiyaç duyduğu görsel araçların niteliği konudan konuya, çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Örneğin ilkokul çağındaki bir çocuk bilim temalı kitaplar söz konusu olduğunda sadece resimli açıklamalar içeren kitaplar okumaktan hoşlanıyor, ama kurgusal kitaplar söz konusu olduğunda resimli kitaplardansa çocuk romanlarına yöneliyor olabilir. Başka bir çocuksa uzun metinler içeren bilim ansiklopedileri okumaktan hoşlanıyor, ama hikaye okuyacağı zaman roman okumaktansa resim ağırlıklı kitaplara yöneliyor olabilir. Montessori metoduna göre, 10 yaşındaki bir çocuğa kitap seçerken ona sadece 10 yaşa uygun olarak işaretlenmiş kitaplar almaktansa, yaşının hem altında hem de üstünde olarak nitelendirilen kitaplar alabilirsiniz.
Kütüphanenizi oluştururken, ufak bir bilim bölümü yaratıp, kitapları, soldan sağa, seviyeye göre dizebilirsiniz. Aynı metodu, kurgusal kitaplar, tarih kitapları, şiir kitapları gibi farklı türden kitaplar için uygulayabilirsiniz. Böylelikle çocuğunuzun her türden, istediği seviyede kitaba erişimi olmuş olur. İstediği zaman, o anki ihtiyacına göre, daha “kolay” ya da daha “zor” bir kitabı tercih edebilir.
Kitapların evin diğer kısımlarına da taşmasına izin verin.
Çocuğunuza özel bir okuma alanı yaratmış olmanız, evinizdeki çocuk kitaplarının bu alanın dışına çıkmaması gerektiği anlamına gelmez. Kitapları, sepetlere yerleştirerek ya da evin etrafındaki masalara bırakarak evin her odasına entegre edebilir, ya da çocuğunuz kitapları odadan odaya taşıdıkça bunun doğaldan gelişmesine izin verebilirsiniz. Kitapları evin her yerinde gören bir çocuk, hem kitapları daha sık eline alma şansını bulacaktır, hem de okumayı gündelik hayatın doğal bir parçası olarak görecektir.
Kaynaklar:
https://amshq.org/About-Montessori/What-Is-Montessori
https://amshq.org/Blog/2022-06-13-How-to-Build-a-Home-Library-for-Your-Montessori-Child
How to Apply Montessori Principles While Setting Up Home Library for Children?