Blog

22 Temmuz 2022

Çocuk kitapları okumanın yetişkinlere katkıları

Yetişkinlerin de çocuk kitaplarından alabileceği çok şey var. Bir yetişkin olarak çocuk edebiyatının sizlere neler katabileceğini keşfedin...
4

Siz hiç kendinizi bir kitapçının çocuk kitapları bölümünde, elinizde kucak dolusu resimli kitapla minik bir tabureye çökmüş, “Acaba bu kitabı kendime alsam garip olur mu? Bilmeyecekler ki kendime aldığımı, çocuğu vardır ona alıyordur derler, bence alabilirim…” gibi bir iç diyalog yaşarken buldunuz mu? Çocuğunuza ya da bir yakınınızın çocuğuna kitap seçecekken yanlışlıkla tam kendinize göre bir çocuk kitabı bulduysanız, ne yalnızsınız ne de garip… Her edebiyat ve sanat dalından alabileceğiniz bir şeyler olduğu gibi, çocuk kitaplarından da alabileceğiniz çok şey var. 

Nasıl çocuklarla yetişkinler tamamen farklı birer yaşam formu değillerse, çocuk edebiyatı da “yetişkin edebiyatı”ndan tamamen kopuk bir sanat formu değildir. Yetişkinler çocuk olmanın belli kısımlarını unutmuş ya da bastırmak durumunda kalmış olsalar da, esasında çocuklarla yetişkinlerin birçok ortak derdi vardır: Dünyayı anlamlandırmak, kim olduğunu keşfetmek, iyiyle kötüyü tartmak ya da zor zamanlarda umut bulmak gibi… Bu nedenle, bir çocuğa bu konularda destek olabilen, nitelikli bir çocuk kitabının, onu okuyan yetişkin için de bir şeyler ifade ediyor olması doğaldır. Narnia kitaplarının yazarı C.S. Lewis bu konuyu tek cümleyle özetlemiştir: “Bir çocuk kitabı, eğer 50 yaşındaki biri için ‘okunmaya değer’ değilse, zaten 10 yaşındaki biri için de ‘okunmaya değer’ değildir.”* Yani, sizin zihninizdeki sorulara cevaplar sunabilen, sizin duygularınıza hitap eden bir çocuk kitabıyla karşılaştıysanız, bu sizin olgun olmadığınız anlamına gelmez, sadece iyi bir kitap keşfetmiş olabileceğiniz anlamına gelir. İşte o kitabı ve sizde merak uyandıran bütün çocuk kitaplarını okumaya başlamanız için 4 neden…

1. Açık bir zihni yeniden deneyimlemek

Birçoğumuz, ergenliğimiz ya da yetişkinliğimiz esnasında, dünyanın o kadar da gizemli bir yer olmadığı düşüncesini benimsemeye başlarız. Hayat bundan önce nasıl aşağı yukarı aynı kaldıysa, bundan sonra da çok farklı olmayacakmış gibi gelir. Çocukken zihnimizi süsleyen olağanüstü ihtimaller üzerine düşünmeyi bırakmışızdır. Ama çocuk kitapları, bir an için bile olsa, bizi aklımızın yeni fikirlere tamamen açık olduğu bir zamana geri götürür. Hayatımızın bir döneminde, saklı sihirli dünyaların varlığına, eşyaların gizli bir hayatı olduğuna, bir gün konuşan bir hayvanla tanışabileceğimize ciddi ciddi ihtimal vermişizdir. Bununla yüzleşmek, duraksamamamıza ve kendimize “Ben ne zaman böyle düşünmeyi bıraktım? İyi mi ettim?” diye sormamıza sebep olacaktır. Bu, yetişkin zihninin kalıplarını zorlamak için iyi bir başlangıç noktası olabilir. 

2. Değerlerimizi bir kez daha gözden geçirmek

Yetişkin hayatında sorumlulukla beraber başkalaşıma uğramış değerler de devreye girer. Koşullar birçok insanı, en erdemli şekilde davranmaktansa, kişisel çıkarlara en uygun şekilde davranmaya iter. Ancak, kendimize yaptığımızı çocuklara yapmamaya çalışır, sağlam değerlerle yetişsinler diye onlara çok daha adil bir dünyanın resmini çizeriz. Çoğu çocuk kitabı bu prensibi yansıtır ve yaşatır. Bu korumacı yaklaşımın eleştirilecek ve geliştirilecek yönleri olduğu gibi, takdir edilesi yanları da vardır. Mesela, çocuk kitaplarının sunduğu bu saf dünya, bir insanlık idealini temsil etmek konusunda oldukça başarılıdır. Yetişkin olarak bir çocuk kitabı okuduğunuzda, eşitliğin, paylaşmanın, empatinin en sade haliyle bir kez daha tanışma şansı bulursunuz. Bu değerlerin değişime uğramamış versiyonlarıyla karşı karşıya kalmak, çocukluğumuzda düşlediğimiz ideal dünyanın neye benzediğini hatırlamak, bize bugünkü etik algımızı tekrar gözden geçirmek konusunda ilham verebilir. 

3. Sade metinle zengin görseli birleştiren, farklı bir edebiyat/sanat formuyla tanışmak

Aslında “çocuk kitapları”, “çocuklar için yazılmış kitaplar”dan daha fazlasıdır; kendi içinde bir edebi tür ve aynı zamanda bir sanat formudur. Evet, bu kategorideki eserler çocukların okuma seviyesini ve algılama biçimlerini gözeterek yaratıldıkları için, biraz daha kısa ve öz olmak, yazı ve resimden aynı anda yararlanmak gibi belirli özelliklere sahiplerdir. Ama aslında bir çocuk kitabının formu, okuyucusuna, anlamayı kolaylaştırmak gibi pratik işlevlerden çok daha fazlasını sunar. 

Nitelikli bir çocuk kitabındaki metin, derin konuları, karmaşık hisleri ve büyük fikirleri en sade ve kompakt şekilde ortaya koyar. Bir başka deyişle, çocuk kitapları metaforik ve alegorik anlatımlara oldukça elverişlidir. Bu özelliklerinden dolayı, çocuk kitapları adeta okuyucularıyla beraber genişler, “büyür”. Hayatımızın ilk yıllarında karşımıza çıkan bir çocuk kitabına yetişkin olarak geri döndüğümüzde çocuk halimizin belki de hissetmiş olduğu, ama tam olarak anlamlandıramadığı yeni boyutlar keşfederiz. Eğer bir kitap okuyucusunun deneyimlerine göre “anlam kazanabilmek” gibi bir özelliğe sahipse, bu kitap için neden bir “üst yaş limiti” olsun ki?

Çocuk kitaplarındaki görseller ise, sanılanın aksine, metne eşlik etmekle kalmaz, hikayeye yeni katmanlar ekler. İllüstratörün işi sadece metindekilerin bir temsilini sunmak değil, aynı zamanda metni genişletmek, yeni detaylar ve yeni bakış açıları katmaktır. Halk arasında resimli kitapları “düşük seviye” görmek gibi bir tutum mevcuttur. Bazen çocukların bile resimli kitapları bırakıp artık tamamen yazıdan oluşan kitaplara geçmiş olmasıyla övünülür. Oysa resimli kitap “geride bırakılması gereken” bir şey değildir, esasında çok yönlü bir sanat formudur. Bu kitapların biçimi, metinle görselin birbiriyle etkileşime girerek bambaşka bir atmosfer ve okuma deneyimi yaratmasına olanak sunar.

4. Çocukluğunuzun eksik kalmış yönlerini yeni nesil çocuk kitaplarıyla tamamlamak

Zamanla, çocuğa ve insana olan bakış açısı değiştikçe, çocuk kitapları da değişir. Bir yetişkin olarak çocuk kitabı okuduğumuzda, bizim jenerasyonumuza yetişmemiş olan pozitif gelişmelerden haberdar olma ve bunlardan geç de olsa faydalanma şansı ediniriz. 

Bunun bir örneği şudur: Bir ya da iki kuşak öncenin çocuk kitaplarına kıyasla, bugünün kitapları “farklılıkların kabulü” gibi konuları çok daha fazla önemsemekte, “farklı” iç ve dış özelliklere sahip karakterlere daha fazla yer vermektedir. Dolayısıyla, onu o yapan özelliklerinden dolayı, çocukken okuduğu kitaplarda kendisiyle bağdaştırabildiği bir tane bile karaktere rastlayamamış bir yetişkin, bugünün çocuk kitaplarını okuduğunda kendisini ilk kez “temsil edilmiş” hissedebilir. 

Buna ek olarak, yeni nesil çocuk kitaplarının önemli bir kısmı, çocukların birey olarak görülmesini desteklemekte ve onların duygularına ve deneyimlerine saygı duyma prensibini benimsemektedir. Çocukluklarında bu saygıyı görememiş yetişkinler, bugünün çocuk kitaplarını okumaktan gerçekten fayda görebilirler. Çocuklara kendi alanlarını koruma hakları olduğunu, konuşma ve hislerini yaşama hakları olduğunu hissettiren çocuk kitapları, bu haklardan yoksun büyümüş olanlarımız için hem göz açıcı hem de yatıştırıcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: İyi bir okur yetiştirmek için ne yapmalı?

*: Bu orijinaline tamamen sadık bir çeviri değil. Orijinal alıntı: “No book is really worth reading at the age of ten which is not equally – and often far more – worth reading at the age of fifty and beyond.”

Kaynaklar

e-bülten aboneliği

Paraşüt Kitap ve Paraşüt Mektup Baobab Yayıncılık A.Ş. kuruluşlarıdır.

Sepet
Yazmaya başlayarak önerdiğimiz kitapları görebilirsiniz.

Giriş

Üye değil misiniz?